Kıssadan Hisse-2

16.02.2024 69

HAYAT

Hintli yaşlı bir usta, çırağının sürekli her şeyden şikâyet etmesinden bıkmış-usanmıştı. Yaşlı usta bir gün çırağını tuz almaya gönderdi. Hayatındaki her şeyden mutsuz olan çırak döndüğünde, yaşlı usta ona, bir avuç tuzu, bir bardak suya atıp içmesini söyledi. Çırak, yaşlı ustanın söylediğini yaptı ama içer içmez ağzındakileri tükürmeye başladı.

”Tadı nasıl?” diye soran yaşlı usta!

Çırak; öfkeyle “acı” diye cevap verdi.

Yaşlı usta, çırağının kolundan tuttu ve dışarı çıkardı. Az ilerdeki gölün kıyısına götürdü ve çırağına bu kez de bir avuç tuzu göle atıp, gölden su içmesini istedi. Söyleneni yapan çırak, ağzının kenarlarından akan suyu koluyla silerken çırak; yaşlı usta aynı soruyu sordu:
“Tadı nasıl?”
“Ferahlatıcı” diye cevap verdi genç çırak.
Yaşlı usta“Tuzun tadını aldın mı?” diye sordu,
“Hayır” diye cevapladı çırağı.
Bunun üzerine yaşlı usta, suyun yanına diz çökmüş olan çırağının yanına oturdu ve şöyle dedi:
“Yaşamdaki dertler, sıkıntılar tuz gibidir, ne azdır, ne de çok. Dertlerin, sıkıntıların miktarı hep aynıdır. Ancak bu dertlerin, sıkıntıların acılığı, neyin içine konulduğuna bağlıdır. Dertlerin, sıkıntıların olduğunda yapman gereken tek şey, dertleri, sıkıntıları veren şeyler ile ilgili hislerini-sabrını genişletmektir. Onun için sen de artık bardak olmayı bırak, göl olmaya bak.”